Öylesine Bir Yazı
Yeni bir gün başlıyor. Güneş her zamankinden daha parlak bu sabah penceremde. “Bismillah “ diyor ve doğruluyorum yatağımdan. Terliklerimi giyip lavaboya doğru gidiyorum. El yüz yıkama faslından sonra ilk önce akvaryuma gidip balıklarıma yem veriyorum. Gözüm pencerenin önünde ki kuşlara takılıyor. Birkaç dilim bayat ekmeği de onlara ufalayıveriyorum.
Düşünüyorum sonra dün akşam haberlerinde gördüğüm köpekçiği. Hayvancağızın ön bacakları bir trafik kazası sonucunda kesilmek zorunda kalınmış. Kalan ömrünü maalesef göğsüne tekerlek şeklinde bağlanmış bir protezle yaşayacak. Hayvanın gözleri geliyor gözlerimin önüne. Gözlerinde ki masumiyet insanı çok derinden yaralıyor. Nerden nereye diyorum. Her canlı benim akvaryumumda ki balıklar kadar şanslı değil maalesef. Sonra kendi kendime kızıyorum. “ - Senin şans olarak gördüğün, belki de bu balıklar için eziyet “ diyorum kendi kendime. Kendimi teselli etme görevi de yine bana düşüyor. “-Saçmalıyorsun” diyorum. “ - Bu hayvanlar doğal ortamından koparılıp getirilmedi ki. Senin bunları aldığın akvaryum nasıldı? “
Boş veriyorum umarsızca. Günlük işlerime dalıp gidiyorum. Herkesin yaptığı gibi kendimi düşünmeye devam ediyorum.
M.Aslan
|